İhsan Kurt – Kahrolsun Böyle Adalet

Kitabın adına bakınca bir merak duygusu oluşuyor insanda. Hele konuyu öğrenince bu defa içerik hakkında bir merak oluşuyor. Yazarı tanıyarak başlayalım; İhsan Kurt 1956 Yozgat ili Akdağmadeni İlçesi doğumlu. Uzun yıllar sınıf öğretmenliği yaptı. Daha sonra Gazi ve Selçuk Üniversitelerinde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. An itibariyle şiirden romana, eğitim psikolojisinden araştırma inceleme alanlarında 36 adet kitabı basılmış bir eğitim sevdalısı. İşte İhsan Hocamın yazdığı kitaplardan biri olan “Kahrolsun Böyle Adalet” isimli kitabı ile ilgili dilim döndüğünce birkaç satır yazmaya çalışacağım.

Kitap, Boğazlıyan Kaymakamı olarak tanınmış olan ve “Milli Şehit” ilan edilen Kemal Bey’in hüzünlü hayatını anlatmaktadır. Sizlerin de bildiği gibi romanlarda dip not kullanılmaz. Ancak ihsan Kurt  romanın sonunda dört sayfada 57 adet kaynak kitap olan bir kaynakça göstermiştir. Çok ciddi ve titiz bir çalışma olduğu kitabın her bölümünden anlaşılmaktadır. Kendisi ile sohbetimizde kitapta kurgu bölümlerin az olduğunu ifade etmiştir. Kitap sizi zaman zaman duygulandıran zaman zaman da coşturan 42 bölümden oluşturmaktadır.

Kitap Kaymakam Kemal’in idam sahnesi ile başlıyor. Kemal Bey’in 35 yıllık yaşam sayfalarını çevirmeye ikinci bölümden itibaren başlıyor. Kitabın ana karakteri Kemal Bey tabi ki ancak diğer karakterler ise gerek Ermeni gerekse Türk olsun o dönemin önemli şahsiyetlerinden oluşmakta. Bunlardan biri Ermeni bir doktor olan Hamparsum Boyacıyan yada namı değer Murat adı ile bilinen Osmanlı Mebusan Meclisinde mebusluk yapmış olan bir vatan haini. Bir diğer önemli karakter ise dönemin Yozgat Jandarma Kumandanı kahraman bir vatan evladı olan Yüzbaşı Tevfik Bey’dir. Dikkat çekici karakterlerden biri ise Yozgat’ta Ermeni isyanlarına destek vermediği için yine Ermeni çetecileri tarafından tehdit edilen ve bundan dolayı İstanbul’a göç etmek zorunda kalan bir ermeni ailenin yani Ohannes Efendi’nin oğlu olan Mihran’dır.

Kitapta İhsan Kurt hocamın dikkat çektiği bir nokta var. O da dönemin Osmanlısında faaliyet gösteren yabancı ve azınlık okullarından biri olan Merzifon Amerikan Koleji’dir. Bu okullar fesat yuvası haline gelmiş vatan hainlerinin elebaşları bu okulda eğitim görmüştür. Kemal Bey Mülkiye’yi pekiyi derece ile bitirdikten sonra Beyrut’ta ve Rodos’ta maiyet memuru olarak hatta Rodos’ta bir ara öğretmen olarak görev yapmıştır. Daha sonra ise sırasıyla Doyran, Gebze, Karamürsel ve Boğazlıyan da Kaymakamı olmuştur. Boğazlıyan Kaymakamlığı döneminde kısa bir süre Yozgat Mutasarrıflığına yani valiliğine vekalet etmiştir. Bu arada Kemal bey Hayatını Suphiye Hanım ile birleştirmiş ve bu evlilikten iki kız bir oğlan olmak üzere üç evladı dünyaya gelmiştir. Gittiği bir çok yere ailesini götürmemiş ve oğlunun ölümünün de etkisiyle Suphiye Hanım Kemal Bey’den boşanmıştır Kemal Bey daha sonra ikinci evliliğini Boğazlıyan Kaymakamlığı yaptığı dönemde Hatice Hanım ile yapmıştır.

Boğazlıyan Kaymakamlığına atandığında halk ile sıcak bir diyalog kurmaya ve hayatının her döneminde olduğu gibi adil olmaya devam etmiştir. İşte bu dönem de başlayan ve giderek artan Ermeni isyanları Yozgat’ın her yanını sarmaya başlamış ancak bu isyan ateşi  Boğazlıyan’da daha kuvvetli yanmaya başlıyor. Bütün bu olaylarda adaletten ayrılmayan Kemal Bey gelen bir emir ile sorun çıkartan Ermenilerin yer değiştirilmesi için hazırlıklara başlanması emrini veriyor. Bu sırada az sayıda da olsa Türklerden bazı saldırı Ermen vatandaşlara saldırılar olsa da çoğunlukla Ermenilerden problem çıkartanlar ile Ermeni çeteleri rahat durmayarak köy baskınları, göç eden kafilelere saldırılar düzenleyerek insanlar arasında ki huzur ve güven ortamını zedelemiş ve bu kargaşa ortamından faydalanmaya çalışmıştır. Boğazlıyan’da ki görevinden önce Şam’ın bir kazasına oradan da İzmit’e atanan Kemal Bey bu görevini sürdürürken Boğazlıyan olayları nedeniyle görevden azledilmiştir. Daha sonrası ise kısaca haksız suçlamalar, kiralanmış şahitler ile bir yargı süreci ile idam sehpasında bir hatta birden fazla masum insan.   

Kitabın son bölümünde Kemal Bey’in darağacında ip boynunda son sözleri şöyle “-Sevgili vatandaşlarım! Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum! Son sözüm bugün de budur yarın da budur.  Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!.. Benim sevgili kardeşlerim! Borcum var, servetim yok! Asil Türk Milleti’ne çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehid gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin.” (s.565) oluyor.

Kemal Bey’in babası Arif Bey’in, oğlunun cansız bedeni ile karşılaşması çok acı. Ben satırlarımı Kemal Bey’in vasiyetinin son paragrafı ile bitirmek istiyorum; “Türk Milleti ebediyen yaşayacaktır, Müslümanlık asla zeval bulmayacaktır. Allah, millete ve memlekete zeval vermesin. Fertler ölür millet yaşar inşallah Türk milleti sonsuza kadar yaşayacaktır.” (s.567)

Bu vesile ile tüm şehitlerimizin tinleri şad mekanları uçmağ olsun.

İhsan KURT, Akçağ Yayınları, 2013, 572 Sayfa, ISBN: 978-605-342-040-8

Yazar: Mehmet ÖSKAN

0 0 kere oylandı
İçeriği Değerlendir